Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yararına olmak | benefit v. | ||
The important thing is that the SIS moves ahead, to the benefit of the citizens of Europe. Önemli olan Schengen Bilgi Sistemi'nin Avrupa vatandaşlarının yararına olacak şekilde ilerlemesidir. More Sentences |
||||
General | yararına olmak | gain v. | ||
We all stand to gain by finding a solution now, and none so much as the population of Cyprus. Şimdi bir çözüm bulunması hepimizin yararına olacaktır, ama hiçbirimiz Kıbrıs halkı kadar kazançlı çıkmayacağız. More Sentences |
||||
General | yararına olmak | profit v. | ||
It will profit you to accept the job and get some experience. İşi kabul edip biraz tecrübe kazanman senin yararına olacaktır. More Sentences |
||||
General | yararına olmak | be for the benefit of v. | ||
General | yararına olmak | pay v. | ||
General | yararına olmak | deserve [obsolete] v. |